Cumhuriyetimizin Temellerinin Atıldığı Sivas Kongresi
Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk başkanlığında 4-11 Eylül 1919 tarihlerinde gerçekleştirilen Sivas Kongresi ile Mustafa Kemal Paşa’nın gençlik yıllarından beri düşündüğü ve seslendirdiği, Samsun’a çıktığı andan itibaren resmi yazışmalarında en önemli mesele olarak yer verdiği “milli egemenlik” ve “milli irade” kavramları devlet hayatına yansıtılmaya başladı.
Yedi günlük çalışmayla Sivas Kongresi, devletin önündeki engelleri ortadan kaldırarak halkı bir bütün halinde, çizdiği program doğrultusunda harekete geçirmeyi sağladı. Bu hareket, 9 Eylül 1922’de büyük bir zafere kapı açıp 29 Ekim 1923’te Cumhuriyet’in ilanıyla taçlandı.
SİVAS KONGRESİ HAKKINDA
Sivas Kongresi, Mustafa Kemal’in Amasya Genelgesi’ni açıkladıktan sonra bir çağrı üzerine I. Dünya Savaşı’ndan sonra işgale uğrayan Türk topraklarını kurtarmak ve Türk milletinin bağımsızlığını sağlamak için çareler aramak amacıyla seçilmiş ulus temsilcilerinin Sivas’ta bir araya gelmesiyle, 4 Eylül 1919 – 11 Eylül 1919 tarihleri arasında gerçekleşen ulusal nitelikte bir kongredir.
Sivas Kongresi’nde alınan kararlar, daha önce gerçekleştirilen Erzurum Kongresi kararlarını genişleterek tüm ulusu kapsar bir nitelik kazandırmış ve yeni bir Türk Devleti’nin kuruluşuna temel olmuştur; bu nedenle Sivas Kongresi’nin Türkiye Cumhuriyeti tarihindeki önemi büyüktür.
Sivas Kongresi’nde, Erzurum Kongresi’nde alınan vatanın bütünlüğü ve bağımsızlığıyla ilgili kararlar aynen kabul edilmiştir. İrâde-i Milliye gazetesinin çıkarılmasına bu kongrede karar verilmiştir.
Sivas Kongresi’nde Alınan Kararlar:
1.Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür, parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekûn kendisini savunacak ve direnecektir.
3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4. Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hâkim kılmak temel esastır.
5. Manda ve himaye kabul edilemez.
6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
7. Aynı gaye ile milli vicdandan doğan cemiyetler, “Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir
8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.
Sivas Kongresi Temsil Heyeti’ni, Erzurum Kongresi’nde seçilmiş olanlar, Heyet-i Temsiliye tarafından seçilmiş olanlar ve Sivas Kongresi’nde seçilenler oluşturuyordu. Temsil Heyeti 16 kişiden oluşmaktaydı. Oluşturulan yeni Temsil Heyeti’nin başına Mustafa Kemal getirildi.
MADDELERLE SİVAS KONGRESİNİN ÖNEMİ
1. Kongreler dönemi kapandı
2. Misak-ı Milli esasları belirlendi
3. Heyet-i Temsiliye bütün vatanı temsil eder hale geldi
4. Milli birlik ve beraberlik büyük oranda sağlandı
5. Ulusal örgütlenme tüm vatanı kapsadı
6. Gücünü halktan alan yeni bir otorite ortaya çıktı
7. Mustafa Kemal lider olarak benimsendi
8. Erzurum Kongresi kararları ulusallaştı
9. Mondros Mütarekesi reddedildi
10. Sivas Kongresi milleti temsil eden tek kurul oldu
11. Tam bağımsızlık ve milli egemenlik ilkeleri temel prensip olarak kabul edildi
12. Mandacılık kesin olarak reddedildi
13. Kuva-yı Milliye cepheleri arasında kumanda birliği sağlandı.
KONGRE DELEGELERİ
Kongrede doğu illeri adına delege olarak Erzurum Kongresi’nde seçilen Heyet-i Temsiliye (Temsil Kurulu) üyeleri bulunuyordu. Batı ve Orta Anadolu illerinden gelen diğer temsilcilerin de katılımı sayesinde Sivas Kongresi, ulusal bir kongre niteliği kazanmıştı.
Kongreye katılan delege sayısı tartışmalı bir konudur. Ankara gibi bazı illerde vâlilik baskısı ile delege seçimi gerçekleşememiş, bazı illerden seçilen delegelerin ise yola çıkması engellenmiş, bu nedenle kongreye katılamamış veya kongre çalışmaları bittikten sonra Sivas’a gelebilmişlerdi. Sonradan katılanlar’la birlikte delege sayısının 41’i bulduğu söylenebilir (Farklı kaynaklara göre 31, 33, 38 katılımcı vardır.)
Delegeler kongrenin ilk oturumunda İttihat ve Terakki ile bir bağları olmadığını ispat için bir yemin metni hazırlamış ve bu metni okumuştur.
“Makam-ı celil-i hilafet ve saltanata, İslamiyete, devlete, millete ve memlekete manen ve maddeten hizmetten başka bir gaye ve emelimiz olmadığına binaen kongrenin müzakeresi devamı müddetince ihtirasat-ı şahsiye ve siyasiyeden ve fırkacılık amalinden münezzeh bir azim ve iman ile çalışacağıma namusum ve bilcümle mukaddesatım namına vallah, billah”